23 Ekim 2013 Çarşamba

MISIR MEDENİYETİ VE FİRAVUNLAR

Ben size öncelikle biraz mısır medeniyetinin bilinmeyen geçmişinden biraz bahsetmek istiyorum.
Günümüzden 3750 yıl önce de Mısır'la ilgili bilgilere ulaşılmakta büyük zorluklar çekiliyordu... Çünkü Mısır'ın geçmişi çok daha ötelere uzanıyordu...

Kısa süren Hiksos, Asur ve Pers istilaları dışında Mısır, sürekli ve uzun bir tarihe sahiptir. Etrafının çöller ve denizlerle çevrili olması sebebiyle dış etkiler fazla olmamıştır. Bu yönüyle Mısır medeniyeti, kendine özgü şartlar içinde doğan ve gelişen medeniyettir.

Mısır'ın geçmişi deyince birçoklarımızın aklına hemen Firavunlar devri gelir... Firavunlar arasında en fazla duyulanı ise kuşkusuz ki, Ramses'tir... Özellikle de Klâsik Tarihçiler'in en fazla üzerinde durdukları Mısır'ın geçmiş tarihi, işte bu dö­nemlerdir... Ancak bu tarihler, Mısır'ın çok yakın dönemleri­dir. Mısır'ın geçmi.şini sorgulamak istiyorsak, bu tarihlerin çok daha ötelerine uzanmamız gerekir...

Örneğin M.Ö. 1750'lerde yaşayan Kral Nefer-hetop'un dönemi bizim için oldukça eski bir tarihi ifade eder. Ve Klâsik Tarihçiler ancak bu tarihlere kadar geriye giderek, "Mısır Kültürü" ile ilgili bir takım çıkarımlarda bulunmaya çalışmışlardır. Ancak bu tarih Mısır'ın geçmişini kapsamaz. Mısır'ın geçmişi, bu tarihlerden çok daha eskilere dayanır. Bunu şöy­le bir örnekle daha açık anlatmaya çalışalım:

M.Ö. 1750'lerde yaşayan Kral Nefer-hetop Osiris'e tıpa tıp benzeyen bir heykel yaptırmaya karar verdiğinde, katiplerini araştırma yapmaları için Heliopolis Kütüphanesi'nin eski arşivlerine yollamıştı. Çünkü orijinalliğinden emin olacakları bir Osiris resmi arıyorlardı!... Yani günümüzden yaklaşık 3750 yıl önce...

Yine günümüzden yaklaşık 3150 yıl önce yaşamış IV. Ramses'in de Mısır'ın kökenleriyle ilgili benzer antik araştır­malar yaptırdığı bilinmektedir.

Evet... O dönemlerde de Mısır'ın geçmişi ve kökeni araştırılıyordu!...

Şunu söylemek istiyorum ki, bizim için hayli eski bir dö­nemi ifade eden bu tarihler bile, Mısır'ın geçmişi ile karşılaş­tırıldığında hiç bir şey ifade etmemektedir.

Antik Mısır Uygarlığı dendiğinde karşımıza çıkan tarih; bizleri istesek de, istemesek de çok daha gerilere götürür. Hem de binlerce değil en az 10-12 bin yıl öncelerine... Bu nedenle Kral Nefer-hetop kendi döneminde Mısır'ın geçmişi ile ilgili bir bilgiyi araştırırken, yaklaşık 7000 - 9000 yıl öncesiyle ilgili tarihi bilgilere ulaşmaya çalışmaktaydı. Gi­zemi binlerce yıl öncesine ait Osiris'e ait bir resim bulmaya çalışan Kral Nefer-hetop'dan bugüne gelinceye kadar geçen süre, Mısır'ın geçmişini daha da unutturmuş ve bizi 10.000 yı­lı aşkın bir zaman süreciyle karşı karşıya bırakmıştır. İşte bizim araştırdığımız "Antik Mısır Sırları"nın dayandığı geçmiş böylesine devasa bir süreçle ilgilidir.


Mısır Medeniyetinde;


A. Devlet Yönetimi
Mezopotamya'da olduğu gibi Mısır'da da siyasi teşkilatlanma, şehir devletlerinin (nom) kurulmasıyla başladı. MÖ 3000 yıllarında Menes, siyasi birliği sağladı.Mısır mutlak bir krallıkla yönetiliyordu. Krallara Firavun denirdi. Aynı zamanda tanrısal bir güce sahip olduğuna inanılan firavunların halk üzerinde büyük bir etkisi vardı. Kraldan sonra en geniş yetkilere sahip olan iki vezir bulunurdu. Mısır'da katiplik en yüksek memurluktu. Yönetim bakımından illere ayrılmıştı.Her ilin başında vali bulunurdu.
Mısır zengin bir ülkeydi. Bu sebeble başlangıçta savunma amacıyla, daha sonraları sınırları genişletme amacıyla güçlü bir ordu kuruldu. Büyük kısmı yaya askerlerden oluşuyordu. Firavuna bağlı birliklere maaş ödenirdi. Eyaletlerdeki askerlere ise verilen topraklarla geçinirdi. İhtiyaç halinde halktan da asker toplanırdı.
Gelişmiş bir medeni ve ceza hukuku vardı. Miras konusunda kadın ve erkek eşitti. İlk firavundan itibaren çıkarılan kanunlar sekiz kitapta toplanmıştı. Her şehirde mahkeme bulunurdu. Bunların üzerinde "Altı Büyük Ev" adında yüksek mahkeme bulunurdu.

B. Din ve İnanış
Mısır'da, devlet yönetimi, sosyal hayat, sanat, tıp ve diğer alanlarda dinin büyük etkisi vardı. Mısır'ın en büyük tanrısı, Güneş Tanrısı "Amon-Ra" idi. Mısırlılar, tanrıları genellikle hayvan ve bazen de insan şeklinde düşünürlerdi. Bu nedenle tanrılar için tapınaklar yapmışlardır. Mısırlılar, öldükten sonra da yaşayacaklarına inanırlardı. Ancak, bunun için, ölen kişinin cesedinin bozulmaması gerekiyordu. Bu inanışın etkisiyle cesetler mumyalanırdı. Ölen kişinin ruhu, Oziris tarafından sorgulanırdı. Firavun IV.Amenofis, Mısır'da tek tanrılı bir din yaymaya çalışmıssa da başarılı olamadı.

C. Sosyal ve İktisadi Hayat
Mısır'da firavunlar ve üst yöneticiler dışında halk, çeşitli sınıflara ayrılıyordu. Bunlar memurlar ve katiplerrahipleraskerlerşehirliler, köylüler ve kölelerdi. Mısır ekonomisi tarım gelirlerine bağlı idi. Mısır'da canlı bir ticaret hayatı vardı. Önceleri takas usulüne dayanan ticarette, zamanla değerli madenler para yerine kullanıldı.

D. Yazı,Dil ve Edebiyat

Ayrıca Eski Mısır'da firavunlar, hükümdar ve ülkenin mutlak efendileriydi. Eski Mısır dilindeki "per-aâ" 'dan gelen firavun sözcüğü, önceleri krallık sarayını belirtirken, XXII. sülale döneminde bu sarayın sahibi, yani Mısır kralı da bu adla anılmaya başlanmış, bu anlamıyla sözcük, ilk olarak İbraniler tarafından yaygın biçimde kullanılmıştır. 

Eski Mısır'ın günümüze ulaşmış olan görkemli yapıları, yani piramitler, sfenksler veya obeliskler, yüz binlerce köle işçinin yıllar boyunca kırbaç ve açlık tehdidiyle ölesiye çalıştırılmalarıyla inşa edilmiştir.
Mısır'ın mutlak hakimleri olan Firavunlar, kendilerini "ilah" olarak göstermiş ve insanların kendilerine tapınmalarını istemişlerdir.
Eski Mısır hakkında bize bilgi ulaştıran kaynakların birisi, elbette Eski Mısır'ın kendi yazıtlarıdır. 19. yüzyılda ele geçen bu yazıtlar, aynı dönemde uzun çalışmalar sonucunda Mısır alfabesinin çözülmesiyle anlaşılmış ve Mısır tarihi hakkında pek çok bilgi ortaya çıkmıştır. 

D. Yazı,Dil ve Edebiyat
Mısır yazısına "hiyeroglif" (kutsal resim) denirdi. Hiyeroglifler taşlar üzerine ya da papirüs denilen bir tür kağıda yazılırdı. Hiyeroglif zamanla sadeleşerek "hiyeratik" ve "demotik" adı verilen yazı şeklini aldı. Hiyeroglif yazısı 1822'de Fransız Şampolyon tarafından okundu.Edebiyatı ilk zamanlar dini nitelikli eserler çoğunluktayken, sonraları seyahat yazıları, hikayeler, felsefi yazılar yazılmıştır.
E. Bilim ve Sanat
Mısır sanatının önemli eserleri piramitler ve tapınaklardır. Firavunlar adına yapılan piramitler, ölümsüzlüğün bir işaretiydi. Bilim adamları çoğunlukla rahiplerdi. Mısırlılar, yıldızların insan hayatı üzerinde etkisi olduğuna inanırlardı. Bu sebeble yıldızları incelediler ve astronomi ilmi doğdu. Mısırlılar, Nil'in taşması ile sınırların kaybolan tarlaların sınırlarını bulmak için geometri ve aritmetiğe önem verdiler. Çok erken zamanlarından itibaren Mısır'da 365 günlük takvimi bulup kullandılar. Yılı dörder aylık üç mevsime böldüler. (Taşma, ekme, biçme)

Mısır'da tıp bilimi de rahiplerin elinde gelişti. Mısırlı doktorlar insan vücudunu incelediler. Hastalıkların sebebleri üzerinde durup tedavi yolları aradılar. Mumyacılığın gelişmesi, insan vücudunun yakından tanınmasını, anatomisi ve tıp bilimlerinin gelişmesini sağladı.
Tapınaklar ise, firavunların kazandıkları başarılara şükretme düşüncesiyle yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder